KTÜ Endüstri Mühendisliği bölümünde saygıdeğer hocam Doç.Dr. Emrullah Demirci’nin daveti üzerine “Girişimcilik” seçmeli dersine konuk oldum. Öncelik olarak bu güzel daveti üzerine kendisine çok teşekkür ederim.
Ders programında yer alan konu başlıklarının dışında proje ödevi için öğrenciler gruplarını oluşturmuş ve “iş fikri geliştirmek” üzere çalışmalarını hazırlamış. Kendi üniversite dönemimden beri savunduğumuz proje veya uygulama ödevlerinin derslerde uygulandığını görmek sevindirici.
Katıldığım ders saati içerisinde farklı iş fikirleri sunan bir kaç arkadaşı dinleme fırsatı buldum. Her bir sunum sonunda söz alarak; uygulanan projelerin, tasarlanan sunumların bile önemsendiği taktirde iş hayatına etkisi olacağını söylemeden geçemem.
Sunumlar sona erdikten sonra tercihim tecrübelerimi ve hayatımı kısaca anlatmak çünkü en sevdiğim bölüm “soru&cevap” bölümüdür. Her ne kadar öğrenci kardeşlerimiz soru sorma çekingenliğinden tam olarak uzaklaşamasa da özellikle gelen bir soru her daim vardır; “mezun olduktan sonra ne yapacağız?”. Net olarak oran veremeyeceksem olsam bile büyük bir bölüm bu sorudan kurtulamıyor; aslında bakarsanız “fark” burada başlıyor.
Şirketlerin ayakta durabilmesi için “hedef” ne kadar önemliyse bireyler içinde önünü görebilmesi için o kadar önemlidir. Bir kişi hedefini belirlemeden önce ise “kendini tanıması” gerekmektedir. Kendi yeteneklerini, zevklerini henüz keşfedememiş bir birey kendini büyük bir boşlukta hissetmesi doğaldır. Bu nedenle öğrencilerin üzerinde sorumluluk olan derslerinin yanında kişisel yeteneklerini, eksikliklerini keşfetmeleri için kulüp faaliyetlerine, farklı eğitimlere, sosyal sorumluluk projelerine vb. aklınıza gelen çeşitli etkinliklere katılmasını her zaman tavsiye ediyorum.
Üzerine ekledikçe keşfini hızlandıran ve kolaylıkla hedefini belirleyen kişi üniversite döneminden sonra “ne yapmam gerekir?” düşünce sürecini en aza indirecektir.
Son olarak eklemek istediğim konu; “Girişimcilik” dersi bir çok bölümde ders listesinde yerini almaya başladı. Geleceğin önemli gücü olan Girişimcilik vurgusunun öğrencilere aktarılması güzel. Zorunlu olarak öğrencilere bu dersin verilmesinin verimli olmayacağını savunmakla beraber piyasa koşullarında zaman harcayan kişilerin katılımıyla gerçekleşen derslerin ise daha verimli olduğu görülmektedir.
Herkes girişimci olmak zorunda değil. Ancak her zaman söylüyorum; sizlerle olmak benim için mutluluk. Şu kısıtlı zamanda birbirimizle iki cümle paylaşsak iki lafın da belini kırsak gelecekte mutlaka bir noktada buluşuruz.
Görüşmek üzere!
